Kunduz Dağı

Kunduz Ormanları ve Yaylası Vezirköprü’nün doğal güzelliklerinden bir tanesi. Kendisi de Vezirköprülü olan Prof.Dr. Kemalettin ŞAHİN Ondokuzmayıs Üniversitesi Eğitim Fak. Öğretim Üyesi geçmiş yıllarda Kunduz ormanları ile ilgili yazmış olduğu bir makale.
Giriş
Orta Karadeniz Bölümünde rekreasyonel amaçlı “dağ turizmi” için ideal mekanlardan biri de Kunduz Dağı ve ormanlık alanıdır. Burası halk arasında “Kunduz Ormanları” ya da “Kunduz Yaylası” olarak ta tanınmaktadır. Buraya yaz aylarında ormanın temiz havasından yararlanmak, dinlenmek ve piknik yapmak amacıyla çoğunlukla yakın çevre illerden insanlar gelmektedirler.
Kunduz Dağı, Vezirköprü (Samsun) ilçesi sınırları içinde kalmakta olup, Samsun’un güneybatısında, Vezirköprü’nün batısında yer almaktadır. Kunduz Dağı’na ulaşım Vezirköprü şehir merkezinden 51 km.’lik asfalt bir yol ile sağlanmaktadır. Vezirköprü, karayolu ile Samsun’a 115 km., Havza’ya 20 km., Merzifon’a, 40 km., Durağan’a 60 km. ve Amasya’ya 61 km. uzaklıktadır.
Kunduz Dağı’nın Doğal Özellikleri
Kunduz Dağı ile Vezirköprü arasında; havza tabanı, platoluk alanlar ve dağlık alanlar olmak üzere üç morfolojik ünite ayırt edilebilmektedir. Doğu-batı uzanımlı olan dağın turizm amaçlı yararlanılan kesiminin ortalama yükseltisi 1100-1500 m. ‘ler arasındadır. Kunduz Dağı’nın en yüksek yeri 1791 m. ile Keltepe’dir.
Vezirköprü, kışları soğuk- zaman zaman kar yağışlı; yazları sıcak-kurak özelliğiyle karakteristiktir. Bu yüzden kıyı kuşağı’nın nemli-ılıman iklim tipi ile iç kesimlerin karasal iklim koşulları arasında “geçiş iklimi” özelliği göstermektedir. Kunduz Dağı’nın iklim tipi yöreden elde edilen bilgilere göre, kışları kar yağışlı-soğuk; yaz ayları ise serin ve az yağışlı geçmektedir. Kasım ayından itibaren başlayan kar yağışları 4-5 ay kadar yerde kalabilmektedir. Kar örtüsü kalınlığının yıldan yıla değişen mevsimlik hava durumlarına bağlı olarak 1 m., 2 m. hatta 3 m.’ye kadar ulaştığı belirtilmektedir.
Kunduz Dağı’nda 1100 m.’den itibaren nemli ormanlar yayılış göstermektedir. Bu yükseltilerde Kayın (Fagus orientalis), Sarıçam (Pinus sylvestris) ve bunlar arasında dağınık halde bulunan Akçaağaç (Acer campstre), Ihlamur (Tilia rubra), Gürgen (Carpinus orientalis) ile Kızılcık (Cornus mas), Yabani fındık (Corylus avellana), Muşmula (Mespilus germanica) gibi ağaçcık topluluklarına rastlanılmaktadır. Ormanaltı formasyonları olarak, kaplanotu (Doronicum orientale) ve Eğrelti (Pteridium aquilinum) gibi otsu türler yaygın şekilde bulunmaktadır. Kunduz Dağı’nda yaklaşık 1550 m’den sonra Keltepe’ye (1791 m.) kadar ağaç toplulukları yerini otsu formasyonlara bırakmaktadır.
Dağlardan Yararlanma
Turizm yılda 444 milyar dolar paranın döndüğü dünyanın en büyük endüstrisi olarak kabul edilmektedir. Bilindiği gibi turizm çok çeşitlidir. Dağ turizmi de bunlardan biridir. Dağlar dünyanın farklı enlemlerinde Ekvator’dan kutuplara kadar kendilerine özgü farklı görünüş, iklim tipi ve spesifik ekosistemleriyle her kıtada bulunmaktadır. Dağ turizmi, yer aldıkları yörelere önemli katkılar sağlamaktadır. Örneğin Alp Dağlarındaki çoğu vadilerde turist servislerinin sağlanması için modern ulaşım ağı kurulmuştur. Turizm, dağlık bölgelerde yeni fikirlere, yeni üretim modellerine ve kültürel değişimlere de öncülük etmektedir. Nitekim, çiftçilere ilave gelir, yeni iş olanakları ve yaratılan alışveriş ortamları ile hem yüksek kaliteli üretimin hem de dağlık bölgelerde lokal üretimlerin gelişmesine öncülük etmektedir. Ancak turizm, dağlarda önemli.
Dağlık alanlar sağlık turizmi açısından da önemli potansiyele sahiptir. Bilhassa ormanlık sahaların güneş ışınlarını düşük oranda yansıtması ve hava kirliliğinin az olması gibi olumlu çevre koşulları ile bilhassa yaz ayları için aranılan mekanlar olmaktadır. Ayrıca dağlık alanlarda yüksekliğin etkisiyle alınan ultraviyole ışınları deride D vitaminin oluşumuna etkili olmakta ve bakterileri öldürmektedir. Ancak, fazla ve uzun süreli alınan ultraviyole ışınları akut lezyon olarak bilinen güneş yanığına neden olabilmektedir. Yükselti arttıkça bu etki o denli fazla olmaktadır. Dağlık alanlarda turizmin gelişmesi özel nedenlere dayanmaktadır. Bunlar arasında temiz ve serin hava, değişik topoğrafya ve dağların kendine özgü manzaraları, çeşitli temiz su kaynakları, yerel gelenekler ve basit yaşam şekilleri sayılabilir.çevresel tahribatlarına da neden olabilmektedir. Çünkü dağlar, dünyanın en kırılgan ekosistemleridir.
Dünya’nın değişik bölgelerinde dağ turizminin geliştiği görülmektedir. Bu dağlardan bazıları şunlardır; Huascaran Milli Parkı (Peru), Whistler Dağı (Kanada), Apalaş Dağları (ABD), Oaxaca (Meksika), Svalbard (Norveç), Grindelwald (İsviçre), Rodop Dağları (Yunanistan), Kafkas Dağları (Gürcistan), Simen Dağları (Etiyopya), Virunga volkanı (Merkezi afrika), Khumbu (Nepal), Altay Dağları (Rusya), Kore Dağları (Kore), Baguio Bioregion (Filipinler), Uluru (Avustralya)
Dağlık Alanlardan Yararlanma
Karadeniz Bölgesi’nin bilhassa Doğu Karadeniz Bölümünde, son yıllarda “yayla turizmi” nde önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Bilhassa, Rize’de Ayder, Trabzon’da Uzungöl, Giresun’da Kulakkaya, Tamdere, Bektaş ve Kümbet belli başlı yaylalardandır. Buralarda “yayla turizmi” nin gelişmesi Turizm Bakanlığı tarafından da desteklenmekte ve teşvik edilmektedir.
Orta Karadeniz Bölümünde yayla turizminin yapılabildiği alanların sınırlı olduğu dikkati çekmektedir. Bir taraftan ortalama yükseltinin Doğu Karadeniz Bölümüne göre azalması, diğer yandan yayla amacıyla kullanılabilecek dağların lokasyon ve doğal-beşeri coğrafya özelliklerinin olumsuzluğu bu bölümde dağ turizmine elverişli alanları sınırlandırmaktadır. Ancak, Orta Karadeniz Bölümünde Ladik’te (Samsun) Akdağ ile Vezirköprü ‘de (Samsun) Kunduz Dağı ve ormanları dağ turizmi için ideal mekanlardandır. Bunlardan Akdağ’da konaklama bulunmayışı ve ulaşımın yetersiz oluşu (stabilize yol) gibi nedenlerle dağ turizmi henüz arzu edilen seviyede değildir. Bir diğeri “Kunduz Ormanlarıdır”. Ulaşımın kolaylıkla sağlanabilmesi ve konaklama tesislerinin bulunması nedeniyle Kunduz ormanlarında dağ turizmi Akdağ’dan farklı olarak belirli ölçüde gelişmiştir. Her iki mekan, temiz havaya, eşsiz doğal manzaraya sahip bulunmakla birlikte çim ya da kar kayağına elverişli özelliklere sahiptirler. Ayrıca yazları güneş-deniz-ve eşsiz doğal kumsallarından yararlanmanın olanaklı olduğu Samsun gibi denize kıyısı olan bir kente yakın bulunmaları ayırıcı bir özelliktir. Her iki dağlık alan da kaplıca tesislerine yakındır (Havza ve Ladik-Hamamayağı kaplıcaları). Dolayısıyla burası kum-deniz-güneş, kaplıcalar, doğal ormanlık alanların bir arada bulunduğu gelişme potansiyeli yüksek ender alanlardan biridir.